Gene mi güzelim, gene mi Jack Johnson…Bir de hellim peyniri var bu kez aramızda… Sultancım sağolsun.. Karşımda yanakları şarap ve sıcak karışımından kızarmış bir güzel insan:)… Ne eksik.. Tabi ki deniz... Neyse ki deniz olmasa da dalga hiç ayrılmıyor yanımdan... Bendeki bu dalgalı haller de deniz aşıklığımdan mıdır ki... Bir gün mutlu, bir gün mutsuz.. Hatta bir an mutlu bir an mutsuz…Şu an mesela mutluya yakınım herhalde, yazıyorum, müzik dinliyorum..vs...kendimleyim ya azıcık da olsa..değmeyin keyfime..Aşağıda açık olan dilekçe yalvarıyor adeta “beni de yaz beni de yaz “ diye.. Onu mecbur yazacağım... Azıcık sabretsin…!
Tüm dostlarım…. kiminiz hayır diyecek, aksini ileri sürecek biliyorum.. Sıkışmış durumdayız biz bu ülkede…Süregelen hayattan kurtarılmış zamanlarda, yerlerde bulabiliyoruz ancak kendimizi.. Bir tiyatro sahnedeyiz sanki.. Çok iyi oynayanlar, öyle takılanlar ve sahnede çuvallayanlar var etrafımızda… Bir de daha çok kaçmayı başaranlar…Ama sonuç olarak hepimiz kaçıştayız derim ben.. Çok iyi hatırlarım ne çok kızmıştım Aziz Nesin’e.. İnsanlarımıza hakaret ediyor diye… Şimdi onunla aynı çizgide olmak ne kadar acı aslında… Gerçeklerle yüzleşmemek için sığınılan hayal alanındaymışım meğer... Şartlar,eğitim...vs.. diye tabir ettiğim aslında benim kaçışımmış…Yüzleşmememmiş…
Bir de bir kısmımız var… Ben ayak uydurdum arkadaş, böyle de yaşanıyor işte diyen.. Onlara başarılar diliyorum bu hayatta.. Neyi başarmış olarak gidecek aynı yere anlamasam da… Yüzleşmek gerek diye düşünüyorum ben… En azından bir tiyatro sahnesinde olduğumuzu fark etmek, yadsımamak...Baksanıza adam Suriye’yi işgal edecek neredeyse...Hem de hepimizi temsilen... Van...-ki tanrı biliyor benim kalbim oradadır bugünlerde- üşürken…Biz çalışırken robot gibi…üstümüzden emperyalistçilikçik oynayacak…Biz de kendimizi birşey yapıyor sanacağız…Bir çoğumuz evde bir takım dizilerin peşindeyken adam hepimizi temsilen, “dünya barışı” adına bir ülkeyi “İŞGAL” edecek… Bu sözcüğün anlamını duyumsayabiliyor muyuz hala...?Bizim için düşünenler kaç gündür kapalı,cezaevinde,TUTUKLU...Düşünceleri nedeniyle TUTUKLU… Unuttuk mu, ya da çok mu doğal bu… Kapımızın önünde birileri üstlerinde incecik gömleklerle çöplerden kağıt toplayarak yaşamaya çalışmıyormuşçasına…Birileri bizim adımıza bir ülkeyi İŞGAL edecekmişşş.. Hepimiz susuyoruz…Ya da böyle benim gibi söyleniyoruz… Biz suç işliyoruz dostlar… Maalesef uyuyan bir nesile vücut veriyoruz..Seyirciyiz, hipnozdayız…
İyi dediğim halimin altından neler çıktı..:) En azından bir yerde yazılı delil bırakıyorum..Bişey yapamasam da hiç memnun değilim ülkemde olanlardan...Çalışıyorum evet,ben de oyalanıyorum, yaşama çabasındayım kendimce..Hem de “hukuk” üstüne..”Hukuk” ki en büyük yaramız bugünlerde…Off..ne çok şey var memnun olmadığım…
Cem Adrian..Pek toplumsal müzik yaptığı söylenemez.. O da kaçışta... ,isyanda… Ama nasıl güzel, dupduru ifade etmiş… “kalbimde bir çiçek açtı..yine..” Ne diyeyim .. çiçeklerimiz bari … hiç solmasın…
Sevgiyle,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder