18 Temmuz 2011 Pazartesi

MAYMUN GÖZÜNÜ GENE AÇTI



Sonunda buradayım.. Hani olur ya, istemsiz seyahatlar ardından eve atılan ilk adım..O dinginlik, o huzur…Tam olarak öyle hissediyorum şu kelimeleri yazarken. Bunca zamandan sonra güzel bir his bu. Aile kucağının inanılmaz büyüsü dokundu bana bu hafta sonu… Babaanneciğimle, *teyzebabaanneciğimin* bahçelerine yayılan müthiş ışığı vurdu…

Nasıl üstüme geliyordu hayat..Hele ki gündüzler…Ancaaaak;O büyüklerin herkese yeten o sınırsız sevgileri, güneşleri..Ne desem az..Yıktı geçti valla üstümdeki kasveti bir gece ve bir gün içinde…Ne mutlu ki varlar. Hep var olsunlar. Çiçeklendirsinler bizleri...Bilsinler ki, bu yaşa kadar onların sevgisiyle büyümek, daha başka yaptı hepimizi...Kaş ki bilen bilir; nasıl mutlu etmektedir beni.. Oradan gelince bile açamadığım şu sayfa; büyük aile ve toprak kokusuyla açılıverdi kolayca…

Zaman zaman nasıl eziyet geliyor bana, istemediklerimi görmek, konuşmak… Yorgun bir günün ardından karşıma çıkan dimdik bir yokuş gibi…

Küçük dünyam dahi yetmiyor bazen… Hep sığındığım güzelliklerim… Bir arkadaşım ne güzel söylemişti… “Benim tüm zenginliğim buradaki 3-5 kişi” diye….Hepimiz öyle hissetmiyor muyuz zaman zaman? Böyle bir dünyam varken, nasıl düşüyorum tuzağa diyorum bazen..Kendince zenginlik peşinde olup, gerçek zenginliği asla bulamayacak olanlara nasıl kapılıyorum… Hep derim kendime, sevdiklerime; bizim gibiler üzebilmeli bizi. Oyundan kaçabilmenin tek yolu bu… Üzülmek dahi katılmak bir nevi onlara....Neyse hazır iyi hissediyorken bu mevzuları deşmeyeyim di mi... Ne de olsa anlarız biz bizi.. Henüz bahçe kokusu üstümde, o inanılmaz ay çiçeği tarlalarının görüntüsü zihnimdeyken...Babaanneciğimin hepimize yeten sevgisi, anneciğimin ta nerelerden getirdiği, yol boyu gözü gibi baktığı çiçeklerin kokusu üzerimdeyken…Neymiş oyun filan:)Başlarım oyunlarına;)

Kısaca benim küçük dünya tezim gene doğrulandı bu hafta sonu…Kaybedilmeyen sevgilerimiz olsun hep… O kaybedilmeyen sevgilerin gücü yara geçirmez, görünmez bir örtüyle sarmalasın gönüllerimizi... Sarmalasın ki, gene bir arkadaşımın söylediği “ herkes bir gün ölecek” düşüncesini kaybedenlere dayanabilelim… Daha da ideali ,yok sayabilelim… Dünyamız büyüsün..O kadar kocaman olsun ki, “zenginlik” kavramı bizim anladığımız anlama bürünsün… Küçük dünyamıza sığınmak zorunda kalmayalım. Koskocaman aydınlıklarımız olsun…

Bu öyle bir döngü ki; o kadar büyük bir hesap ki aslında..Çok subjektif, Aslıca gibi görünen bu sorunlar aslında gayet “global”.Ve bir şekilde hepimizin sorunları. Sadece kişiler, somutlamalar değişiyor… Uyuşturulmuş bir sürü beyin dolu etraf… Hal böyleyken geriye kalansa pek tabi olarak “biricik küçük dünyamız” .

Bu ülkede yıllardır bitmeyen bir iç savaş var; bu ülkede kan kokusu var, dolayısıyla kin var, nefret var… Bu ülkede iç borç, dış borç durumu bu kadar açıkken ; istikrar ve ileri demokrasi söyleminin arkasından giden bir %50 var…Büyük yazarlarımızın, bilim adamlarımızın , onları dünya alkışlarken tutuklu olmalarını kanıksamış zavallı bir %50… Generallerin üçer beşer tutuklanmalarını haber dahi saymayan bir toplum…Bu şartlar altında “şike” gündemini takip etmeyi kültür belleyen, taraftar bakış açısının bir adım dışına çıkamaya bir çoğunluk…Ne bekliyoruz bu kitleden de, hayal kırıklıkları filan içindeyiz acaba? Durum bu kadar açıkken, hayatlarımızın kusursuz olması mümkün mü? Herkesin sevgisini ve aklını kaybetmemesi…Bu düzenden rant sağlamaya çalışan beyinler, nereden anlayacak bizim zenginliğimizi.. Korkacak tabi ki mutlu, dürüst yüzleri gördüğünde… Dayanamayacak o enerjiye, virüs bulaştırmaya çalışacak..İrin akıtacak..Kabullenelim gitsin…Kabullenelim ki kemiremesinler bizi… Sevdiklerimize verebileceklerimizden, umudumuz için yapabileceklerimizden çalamasınlar…

Esasen ve kısaca diyorum ki; maymun gene gözünü açtı… yola devam..gülümseyerek, sevdiklerimle, umudumla..

*babaanne kadar çok sevilen, babaannenin kızkardeşine büyük kuzence verilip, sonra nesilden nesile akan bir güzel isim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder