ANLA (ŞIL-A) MAMAK – DİNLE (N) MEMEK- KAÇ (IŞ) MAK VE AKIL KARIŞIKLIĞI
Gerginliği sevmiyorum. Kesinlikle sevmiyorum. Hele ki seven- sevilenler arasındaki gerilimlerden özellikle hazzetmiyorum. Keşke bunu yaşamamanın bir yolu olsa.. Bir toz olsa üflesek ve sonra gülümsemeye başlasak. O an anlasak ki ; onu üzmek, üzülmek istemiyoruz. Hızla anlasak, anlatsak, dinlesek..
Bu düşünceler bir sonuçken aslında, gerçekte hayalimdeki “iletişim tozu” henüz icat edilemediği için, bir kaygıya dönüşmekteler zaman zaman benim için. Üzmeyim, üzülmeyim derken nasıl da erteliyorum sorunları.. Gerginliği sevmiyorum başlığı altında nasıl büyütüyorum onları.. Nasıl besliyorum aslında.. Ve ne kadar haksız bir güven içindeyim kendime ve kurduğum ilişkilere o beni anlar ve beni üzecek şeyleri yapmaz zaten düşüncesiyle…Nedenmiş? Çünkü ben onu seviyorum.:) Nasıl büyük bir yanılgı! Saçma! Herkes aynı şeyi bekliyor sonuçta “O beni anlar”. En çok sevdiklerime zarar veriyorum bu erteleme ve beslemenin sonunda biliyorum. Ne kadar seversem o kadar erteliyorum problemleri, ertelediğim oranda da besliyorum halbuki.. Sonra bir çıkmaz… Koca bir çıkmaz.. O kadar beslemişim ki, çok eminim artık, böyle bir sorun var ve kronik..Çözülmesi çok güç. Anlamıyor işte .. “Anlasa” , ya da “anlatabilmiş olsam” yapmazdı. Offf facia.. !
Bu beklenti ve inanç her iki tarafta da varsa sorun daha da büyük oluyor. İki tarafta kendi içinde başlıyor yargılara varmaya.. “Bunu bu yüzden yapıyor, böyle düşünüyor çünkü. Bu da saçma! Hakkında yargıya varılan olduğum zaman daha iyi anlıyorum benim de yaptığım bu büyük haksızlığı.. “Hayır öyle değil” bile deme hakkı yoksa bir ilişkide tarafların, yanlışlıklar ve kayıplar silsilesi kaçınılmaz oluyor. Aklımıza güvenmek bizim yaptığımız en büyük akılsızlık.
İlişkiler, ilişkiler, ilişkiler… Ve sizler tüm sevdiklerim, canlarımmm... Sorunlarımız var, ben bunu şu an itibariyle fark etmiş bulunmaktayım. Çok doğal.. olacak, olmalı..Gerilim de sevilmese de yaşanacak.. İnsanız, düşünüyoruz, düşünmüyoruz, davranıyoruz, davranmıyoruz v.s.. Ama sonuçta sorunlarımız var.. Hele ki bu bugünlerde sanırım benim halet-i ruhiyemin de etkisiyle bana yakın olan herkesin irili ufaklı sorunları var, olabilir. Çünkü ben onları fark etme kararı aldım. Konu-ş-malı, tart -ış-malı, anla (şıl) malıyız.
Biliyorum ki, herkes ayrı bir birey ve herkes kendi kurduğu ilişkiden sorumlu… Yani ilke olarak durum bu. Ama benim gerginliği sevmeme mevzuum için işine başkalarının gerilmesi girince birden renk değiştiriyor. Bir başka sorun da bu..Anlatamamak denileni aşarak bugün açık ve net olarak yayınlıyorum ki tüm sevdiklerim özeldir benim. Hepsi kendi içinde “ bir tane” dir. Ve onlara yapılan her haksız davranış bana yapılmış gibi etkiler beni, yorar, daraltır! Bu doğru mudur, yanlış mıdır bilmiyorum ama, bu böyledir. Lütfen benim sevdiklerimi de anlayın, anlamasanız da dinleyin..Ve geldik sonuç olarak saçma da olsa aynı noktaya...Çünküüü....:) ben sizi seviyorum. Anlayın, anlatın, kaçmayın, ben de kaçmayayım, kaçışmayalım konuşalım. Sonraaaa, gülüşelim, içelim, eğlenelim , sohbet edelim, çalışalım beraber.. Ne gerekiyorsa, her ne istiyorsak yapalım işte…
Sevgiler,
Aslı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder